Zeynep Sever Demirel: Cesur ve hayat dolu bir anneyim

Futbolcu Volkan Demirel’in eşi, yapımcı Zeynep Sever Demirel genç bir anne ve yönetmenlik yolunda ilerleyen başarılı bir iş insanı. İlk bebeği 7 aylıkken üniversiteye başlayan Zeynep Sever Demirel, 4 senenin sonunda 2 çocuk annesi olarak Sinema-TV bölümünden mezun oldu. Bu cesur adımları ile de bebeklerine ilham olmayı amaçlıyor. Bebekleri ile geçirdiği neşeli zamanları ve onları hayata hazırlama macerasını ise şimdi bizimle paylaşıyor.
Kızlarınız Yade ve Yeda ile olan renkli Instagram paylaşımlarınızı takip ediyoruz. Hepsi çok eğlenceli görünüyor. Peki, sizin için annelik nasıl gidiyor?
Annelik tarif edilemez bir duygu. Bu duyguyu 2 kez yaşama şansım oldu. Bunun için çok mutluyum. Bu sevincimi de kızlarımla paylaşarak çoğaltıyorum. Bebekken daha çok bakımları ile ilgilenirim diye düşünüyordum. Ama hiç de düşündüğüm gibi olmadı. Daha bebekliklerinden başlayarak birçok şeyi birlikte yaptık. Bir bebek olarak ne kadar çok şeyi başarabildiklerini gördüm. Kıyafetlerimizi birlikte seçiyor, tatil eğlencelerimizi yaşıyor ve yeni tecrübeler ediniyoruz. Genç anne olmanın avantajını da hep hissettim. Onların enerjilerine yetişebiliyor, coşkularını paylaşabiliyorum. Yani annelik benim için yenilik, sevgi ve mutluluk dolu bir deneyim oluyor.
Peki, bir anne olarak kendinizi nasıl tanımlıyorsunuz: Sevecen, endişeli, kontrolcü, doğal?
Bebeğin ihtiyaçlarını gözlemleyen, üzerine gereğinden fazla titremeyen ve bebeği yeni keşiflerde bulunması için özgür bırakan bir anneyim. Bebekliklerinden itibaren kızlarımı dış dünya ile tanıştırmaya, onlara hayvan sevgisi aşılamaya ve isteklerini iyi gözlemlemeye çalıştım. Bebeklerim, köpeğimiz Keeper ile birlikte büyüdüler. Hem hayvan sevgisini tattılar hem de hayvanlara karşı nasıl davranılması gerektiğini yaşayarak öğrendiler. Sanırım doğallığı seven ve yeni deneyimler yaşamak için kızlarını cesaretlendiren bir anneyim diyebilirim.
Kendinizi korumacı bir anne olarak tanımlar mısınız?
Hayır, korumacı bir anne değilim. Korumacı anne olmadığım için de pek çok anneyi olduğu gibi beni de eleştirenler oldu. Kızlarımı hayata hazırlamak için onlara karşı çok korumacı olmamam gerektiğine inanıyorum. Biliyorum ki kimi zaman yanlış kararlar alarak doğruyu öğrenecekler. Mesela kızım Yeda, doğum gününde kendisine hediye edilen kırmızı botu yazın da giymek için ısrar ettiğinde kararı kendisine bırakıyorum. Sıcaktan rahatsız olsun ve sandaletini giymeye yine kendisi karar versin istiyorum. Çocuklarımın kendi ayakları üzerinde durmaya başladıklarını görüyor ve bundan büyük gurur duyuyorum.
Sosyal medya hesabınızda kızlarınızla birlikte çekilmiş birbirinden sıcak yaz tatili fotoğrafları görüyoruz. Hatta kızlarınızla at çiftliği, piknik gibi farklı yerlerde etkinlikler de yapıyorsunuz. Size uyum sağlıyorlar mı?
Çocuklarınızın yaz aylarında yeni şeyler keşfetmelerini nasıl destekliyorsunuz? Büyük kızım Yade’de olduğu gibi bebeğim Yeda’ya da farklı deneyimler yaşatmaya çalışıyorum. Yaz kış demeden kızlarımla dışarıda bol bol vakit geçiriyorum. Onların dışarıda olmaları hem sağlıkları hem de duygusal gelişimleri açısından çok önemli. Daha bebekken bile çimin, hatta karın üzerine bıraktım kızlarımı. Değişik dokularla tanışsınlar, yeni keşiflerde bulunsunlar istiyorum. Tabii yaz ayları bu keşifleri yapabilmeleri için harika fırsatlar tanıyor. Yeda’nın ilk denize girişini, kumlarda yürümeye çalışmasını izlemek bana büyük keyif verdi. Biliyorum ki o da bir bebek olarak ilk defa bunları deneyimleyerek büyük bir heyecan yaşıyor. Kızlarımı yeni şeyler deneyip keşiflerde bulunmaları için cesaretlendiriyorum. Korktuğum şeyleri deniyorum, cesurca adımlar atıyorum ki onlar da benden ilham alsınlar.
Kızınız Yeda henüz 2 yaşına girmedi. Onunla dışarıda vakit geçirirken hastalanmasından korkmuyor musunuz?
Daha önce de dediğim gibi fazla korumacı bir anne değilim. Bebeğim güçlensin, karşılaştığı hastalıklara karşı vücudu mücadele etme gücüne sahip olsun istiyorum. Bu yüzden bebeğimi sık sık dışarı çıkarıp bağışıklığını güçlendiriyorum. Sonuçta farklı bakteri ve mikroplarla da temas ederek bağışıklık sistemi güçlenecek. Tabii beslenmesine de özen gösteriyorum. Bağışıklığının desteklenmesine yardımcı olan besinleri bebeğime yediriyorum. Migros’ta bulduğum bebek ürünleri bu konuda benim için kurtarıcı oldu. Bebeğimin bağışıklığını destekleyecek gıdalara ulaşmak için uzun araştırmalar yapmama gerek kalmadı. İhtiyacım olan tüm sağlıklı ürünlere Migros anne bebek reyonundan ulaşabiliyorum.
Cesur ve özenli bir anne olarak çocuklarınızı hayata nasıl hazırlıyorsunuz?
Cesur adımlar atmaları için onları teşvik ediyorum. Bu adımları atmaları için fazla büyümelerine gerek yok. Bebeğimin elini tutup toprağa ya da bir atın başına dokunmasını sağlamam zaten onun küçük bedeni için büyük bir adım oluyor. Zamanla bir bakıyorsunuz ki o ilk adımlarını paytak paytak atmaya çalışan bebek düşmüş, kalkmayı öğrenmiş ve artık kendi ayakları üzerinde duruyor. Özgüvenli, cesur tavırlarını görmek bana yetiyor.
Onları hayata hazırlarken engellerle karşılaştınız mı? Bunların üstesinden nasıl geliyorsunuz?
Daha doğum kararımı verirken bile zorluklarla karşılaştım. İkinci bebeğimi evde doğurmaya karar vermem tepkiyle karşılandı. Bebeği için en iyisini bilen her anne gibi içgüdülerime ve tabii ki doktoruma güvendim. Kızlarım doğduktan sonra da eleştiriler beni bekliyordu. Kundaklamam ya da daha sıkı giydirmem, düştüğü zaman hemen koşup kaldırmam gerektiğini söyleyenler oldu. Kızlarıma duygusal olarak hep destek verdim, ama ilk karşılaştıkları zorlukta onlardan önce çözümü bulmaya çalışmadım. Hayata hazırlanmaları için kendi kendilerine yetmeyi öğrenmeleri gerektiğine inanıyorum. Yaşama karşı pozitif bir duruşum var. Sanırım bu da benim engelleri daha rahat aşmamı ve doğru bildiğim yolda ilerlememi sağlıyor. Bu cesaretim de bebeğimin daha cesur olmasını sağlıyor.
Eşiniz en büyük destekçinizdir mutlaka. Çocuklarınızla arası nasıl? Nasıl bir baba?
Eşim Volkan, tüm yoğun temposuna karşın hep bizim yanımızda oldu. Kızlarımı büyütürken en büyük destekçim o oldu. Kızları ile arasındaki ilişkiye bayılıyorum. Bazen onları uzaktan seyrediyorum ve aralarındaki sevgi dolu iletişimi görmenin mutluluğunu yaşıyorum. Kızlarımızı dinliyor, onların isteklerine cevap vermeye çalışıyor ve güçlü birer birey olmaları için onlara destek oluyor. En önemlisi de onları hep sevgiyle kucaklıyor.
Bebeğinizi büyütürken nelere dikkat ediyorsunuz?
Bebeğimin kendi kararlarını verebilen, özgüven sahibi bir insan olması için gayret ediyorum. Kıyafet seçimini daha bu küçük yaşında kendisine bırakıyorum. Adımlarını atma çabasında ona “Aferin, yapabilirsin” deyip cesaretlendiriyorum, ama düştüğü yerden onu kaldırmaya çalışmıyorum. Ona olan güvenimi ve sonsuz sevgimi hep hissettiriyorum. Hiçbir hastalık onu büyüme macerasından alıkoymasın diye de bağışıklığını desteklemeye çalışıyorum. Bunun için beslenmesine özen gösteriyorum. İlk 6 ay bebeğimi anne sütü ile destekledim. İlerleyen dönemlerde de anne sütü eksikliğinde doktorumun da önerisiyle bebeğimin öğünlerinde devam sütlerinden faydalandım.
Beslenmelerinde özel ürünler kullanıyor musunuz?
Nelere dikkat ediyorsunuz ve nereden alışveriş yapıyorsunuz? Bebeğimi büyütme, özellikle de ek gıdaya geçiş sürecinde öğrendiğim en önemli şeylerden birisi de gıda seçimi oldu. Onun gelişimini destekleyen ve bağışıklığını güçlendiren besinler almasına özen gösteriyorum. Ev temizliğinde de çevre dostu ürünlerin kullanılmasına dikkat ediyorum. Çünkü bebeklerimin sağlıklı olmasına ve doğanın kirlenmemesine büyük önem veriyorum. Çevre ve bebek dostu ürünleri ise Migros’ta bulabiliyorum. Hem bebek deterjanı hem ev temizlik ürünlerini Migros’ta satılan ekolojik ürünler arasından seçiyorum. Bebeğimin devam sütünü de buradan alıyorum.
Peki, anne adaylarına son tavsiyeniz ne olur? Sizin bu süreçteki en büyük keşfiniz neydi?
Öncelikle hamilelik dönemini keyifle geçirmelerini, hiçbir endişenin onları bu güzel zamanı yaşamaktan alıkoymamasını tavsiye ederim. Bebekleri ile bol bol konuşsunlar, ona şarkılar söylesinler. Anne karnındaki bebekleri ile ilk iletişimi kursunlar. Tabii ki baba adayları da bu tanışmaya katılsın. Bebekleri doğduktan sonra da aralarındaki bu bağı güçlendirsinler. Bebeklerini hayata hazırlamak için onlara destek olsunlar. Annelik sürecindeki en büyük keşfim de bu oldu. Bebeklerime özgürlük tanıdığım zaman özgüven kazanmaya ve adımlarını daha cesurca atmaya başladılar. O minicik halleriyle kendi kararlarını almalarını görmek çok keyif verici oldu. Karşılaştıkları zorluklarda onları seyredip çözüm bulma çabalarını görünce ileride de kendilerine yeten bireyler olacaklarına inancım güçlendi.
Annelere ilham veren bu keyifli röportaj için Zeynep Sever Demirel’e teşekkür ediyoruz.